Duyduk Duymadık Demeyin!

Adres değişikliği

Duyurmayı epey geciktirdim ama yeni adresimiz:  aliozdil.com Her zaman bekleriz... Yanlış çimenliklerde otlamayalım lütfen :)

24 Ocak 2018 Çarşamba

Adres değişikliği

Duyurmayı epey geciktirdim ama yeni adresimiz: aliozdil.com
Her zaman bekleriz...

Yanlış çimenliklerde otlamayalım lütfen :)

13 Eylül 2015 Pazar

ECON 101



Kahvaltı yaparken sordu:
- Baba, bankaya para yatırmak ne demek?
Herhalde yatırmak lafını matrak buluyor deyip, anlatmaya çalıştım. Hayır takıldığı yer orası değilmiş. Harcamak istemediğimiz paralarımızı bankaya koyduğumuzu, buna da parayı bankaya yatırmak dendiğini biliyormuş ama bankada insanların kendilerine ait hesapları olduğunu bilmiyormuş. 

Sanıyormuş ki bankada tek bir kasa var ve fazla parası olanlar gidip paralarını oraya bırakıyorlar, ihtiyacı olanlar da o tek hesaptan ne kadar istiyorlarsa o kadar para çekiyorlar...

Bilip bilmeden hemen gülmeye başlamayın, o kadar da saf değil, hırsızlara karşı alınan önlemi de düşünmüş: 

Onlara kart vermedikleri için, gidip bütün parayı çekip kaçmaları mümkün değil...


Abicim, Ali gizli gizli sizin vakfa mı geliyor?

5 Eylül 2015 Cumartesi

Pamuk Prenses'in gerçek adını açıklıyoruz!


Ali'den tatil ödevlerinin gerilimini doğum günü sürprizleriyle harmanlayan eğlenceli bir kısa öykü:



YEDİ CÜCELERİN HEDİYESİ
Duygu çok korkuyordu. Ormanın ortasında yalnız başına kalakalmıştı. Biraz ileride önünde kocaman bir masa olan küçücük bir kulübe gördü. Masanın üzerinde tam yedi tane miniminnacık telefon duruyordu. 
Duygu kulübenin tam karşısındaki çeşmenin arkasına gizlenip bu tuhaf yeri gözetlemeye başladı. Çeşmeye çeşit çeşit kuşlar gelip su içiyorlardı. Duygu akşama kadar orada bekledi. Hiçbir şey olmuyordu. Aniden telefonlar çalmaya başladı. Duygu bir tanesini açınca bütün telefonlar sustu. Ve hepsinden şöyle bir ses yükseldi: 
- Hediyeni almaya gelmeyecek misin?


 Esmiyor!



Ödev mi? Bak yine uyku bastırdı!


16 Nisan 2015 Perşembe

Özgürlüğün geleceği...


Akşam dondurma yemeye çıktık. Otururken, "Hayatımın dörtte biri ilkokulda geçiyor. Dörtte biri lisede, dörtte biri de üniversitede geçecek. Ondan sonraki dörtte birinde özgür olacağım, tabii ne kadar yaşarsam, inşallah çok yaşarım..." dedi.
"Okulda hiç mi özgür değilsiniz?" dedim.
"Hayır, dedi, okul demek ölüm demek. Bak:
O'dan sonra Ö geliyor.
K'den sonra L, 
U'dan sonra Ü, 
L'den sonra da M... OKUL - ÖLÜM! 3-B'liler bulmuş, ama iyi bulmuşlar di mi?"

Fotoğraf, iki sene evvelinden, okulun ilk günleri... Yaşar amcanın dükkanında ödev yetiştirmeye uğraşıyor...


26 Mart 2015 Perşembe

Okullarda Osmanlıca başlamış...

Modern zaman refrefi

Yemeğe başlamadan evvel mutattandır, muhakkak bir olay çıkarmak lazım. Bu kez, niye benim sandalyem küçük diye ufaktan yoklamaya başladı. 

"Yemeğini düzgün ye, boyun hızlıca uzasın, sen de büyük sandalyelere terfi et" dedim tam da bir babadan beklenebileceği gibi ve aynen şu cevabı aldım:

-Boyum kısa diye tenzil mi ediliyorum yani?

Bence büyük sandalyeye terfie hak kazandı.

23 Aralık 2014 Salı

Baş köşeyi kim aldı kime verdin*



- Ali ya, bu akşam biz çok yorgunuz, ketıla su koyup çay demler misin?
- Demlerim tabi, peki ketıl hangisi?

(Demledi, çok da zevkliymiş bu iş, neden yapmak istememişiz ki? Bundan böyle hep o yapacakmış...)

*Çay Şiiri, Sezai Karakoç


11 Aralık 2014 Perşembe

Hapşırığın Gücü


"Kemal dede günlerden bir gün çok acıkmış, yiyecek bulmak için ormana gitmiş. Ormana vardığında, çok yakışıklı bir prensi kötü kalpli cadı tam kurbağaya dönüştürecekken Kemal dede hapşurmuş ve büyünün etkisi gitmiş. Yakışıklı Prens Kemal dedeyi büsbüyük şatosuna götürmüş ve Kemal dede ömrünün sonuna kadar çok zengin yaşamış."